İlk olarak 1901 yılında Alman psikiyatr ve nöropatolog olan Alois Alzheimer tarafından 51 yaşındaki bir kadında tanımlanmıştır. Aslında bu şaşırtıcıdır çünkü bugünlerde alzheimer hastalığı 65 yaş ve üzeri olan insanlarda sık görülmektedir. Yaşlılarda demansın (zihinsel-kognitif fonksiyonların yitirilmesi) en önemli nedenidir. Demansların 2/3’ünden fazlası alzheimer hastasıdır. 65-74 yaş arasında insidansı yaklaşık %3, 75-84 arasında %19 ve 84 üstünde %47’dir. Ayrıca alzheimer hastalığı %5-10 ailesel %85-90 sporadik yani aileden bağımsızdır. Ailesel olan alzheimer hastalığını daha erken yaşlarda görmemiz mümkündür. Bu hastalarda şu belirtileri görebiliriz;

  • Hafıza kaybı
  • Değişen duygudurum ve davranışlar
  • Hesaplamada güçlük
  • Mantık kuramama
  • Planlama yapamama
  • İleri evrelerde engellilik durumu, açlığı anlamama durumu vb. durumlar yüzünden ölüm gelişir.

Risk Faktörleri

  • İleri yaş
  • Düşük eğitim düzeyi
  • Ailede demans, depresyon öyküsü
  • Down sendromlu çocuk doğuran anneler
  • Hipotiroidi
  • Cinsiyet ve kafa travması (tartışmalı faktörler)
  • MI(kalp krizi), hipertansiyon, inme
  • Down sendromlu olmak

Hastalığın Evreleri

Bu hastalığa aşamalı olarak bakmak, ileride yaşanacak şeylere ayna tutarak hasta yakınlarına net bir fikir sağlayabilir. Alzheimer hastalığı 7 evreden oluşur:

1.evre: Hastada henüz gözüken bir hasar yoktur. Ama beyinde plaklar oluşmaya başlamıştır. Bu evrede hasta yakınları bir şey fark etmezler. Hasta ise az çok fark edebilir.

2.evre: Çok hafif bir bilişsel bozukluk gözlenir. Hastalar yavaş yavaş eşyaların yerini unutmaya, anahtar, gözlük gibi objelerin yerini bulamamaya başlar. İletişimde henüz bir sorun yoktur.

3.evre: Hastalar bu evrede hafif bir bilişsel bozukluk yaşar. Kelime seçimlerinde ve hayatlarındaki bazı insanların isimlerini hatırlamakta zorlanabilirler. Eşyaları yanlış yerleştirmeye ve farklı kişilik özellikleri göstermeye başlayabilirler.

4.evre: Artık orta düzey bilişsel bozukluk vardır. Hastalar geçmişlerini unutmaya başlar ve içlerine kapandıkları bir dönem yaşarlar.

5.evre: Orta-şiddetli diyebileceğimiz seviyede bilişsel bozukluk vardır. Erken demans denebilir. Bu hastalar geçmişlerinde yaşadıkları önemli olayları, adresleri, kişileri, nesneleri unuturlar. Hatta sonradan öğrendikleri motor beceri gerektiren hareketleri bile unutmaya başlarlar. Bu evrede yavaş yavaş gündelik ihtiyaçları için yardıma ihtiyaç duyarlar.

6.evre: Şiddetli bilişsel bozukluk görülür ve orta dönem demans olarak adlandırılır. Bu evrede konuşma becerilerinde kayıplar, idrar ve dışkı tutmada zorluklar ve günlük aktivitelerde daha fazla yardıma ihtiyaç görülür.

7.evre: Çok şiddetli bilişsel bozukluk görülür ve geç dönem demans olarak adlandırılır. Artık hastalar hem konuşmada hem yutmada zorluklar yaşar. Bu hastalara 7/24 bakım gerekir.

Not: Bu evreler arasındaki süre hastadan hastaya değişiklik gösterebilir.

Patogenez

Alzheimer hastalığı nörodejeneratif bir hastalıktır. Yani sinir sistemimizin ana hücresi olan nöronları gittikçe harap eder. Bu etkiyi yumak ve plak dediğimiz iki oluşumla yapar. Plaktan bahsedecek olursak, kısaca iki nöron arasındaki haberleşmeyi sağlayan sinaptik boşluğu dolduran ve haberleşmeyi engelleyen bir yapıdır. Bu plaklar amiloid (antikor etkinliği gösteren, immünoglobülinlerden oluşan, glikoprotein yapılı madde) birikimiyle oluşur. Yumak ise nöronların içerisindeki tau proteinlerinin yapısının bozulmasıyla oluşan ve iletinin nöron içerisinde ilerlemesini engelleyen bir yapıdır. Bu yapılar vücudumuzun savunma hücrelerini uyarır. Bu hücreler de inflamatuar reaksiyonla nöronların parçalanmasına neden olur. Özetlersek, hem nöronlardaki ileti bozulur hem de bunun sonucunda savunma hücrelerimiz nöronları yok eder.

Alzheimerın patogenezinde oksidatif stresin de etkili olduğu öne sürülmüştür. Oksidatif stres, yaşlanmada önemli rol oynayan, reaktif moleküllerle hücrenin fonksiyonlarını ve canlılığını etkileyen bir olaydır. Beyinde oksidatif stresi gösteren bulgular arasında: Serbest radikal oluşumunu uyaran elementlerin (demir, alüminyum ve civa) artışı, DNA ve protein oksidasyonun artması, enerji elde ettiğimiz metabolizmanın bozulması ve sitokrom oksidaz C miktarlarının azalması gözlenmiştir.

Ayrıca hastalık sırasında artan nitrik oksit (NO) miktarının, beynin homeostazını bozduğu, amiloid plakların yapımında etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Alzheimer hastalığının kesin bir tanı yöntemi veya biyokimyasal bir belirteci yoktur. Genellikle radyolojik inceleme ile tanı alırlar.

Makroskobik bulgular;

Kortikal atrofi (küçülme) görülür. Bu atrofi başta temporal lob olmak üzere frontal ve pariyetal lobda belirgin gözlemlenir. Hastaların beyinleri yaşlarına göre atrofiye bağlı olarak %8-15 daha küçüktür. Sağlıklı bir beynin fazla derine inmeyen olukları (sulcus) ve dolu dolu kıvrımları (gyrus) vardır. Alzheimer hastalarının beyninde ise bu oluklar derinleşmiş ve kıvrımlar arası boşluklar açılmıştır. Yaşlanmaya bağlı olarak da bu görüntüler oluşabilir fakat alzheimer hastalığında daha belirgin bir görüntü vardır.

  • Soldaki resimde sağlıklı bir beyinle alzheimer hastalığı taşıyan bireyin beyni arasındaki farkı görüyoruz. (Resim 1)

Mikroskobik bulgular;

Yukarıda biraz bahsettiğimiz yapılara tekrar gireceğiz.

  • Nöritik (amiloid) plaklar: Bu plaklarda dejeneratif amiloid birikimi vardır ve bu birikim nöronlar arası iletişimi engellemektedir. Hücrenin dışında yer alan birikimdir. (Sinaptik boşlukta genellikle)
  • Nörofibriller yumak: Bu yumaklar nöronların içerisinde birikir. Tau proteinlerinin (başka proteinler de vardır ama en sık tau) yapılarının bozulmasıyla oluşurlar. Yumak miktarı ile demans derecesi ilişkilidir.
  • Amiloid anjiopatisi: Bu bulgu alzheimera spesifik değildir. Damar duvarlarında amiloid birikimi vardır.
  • Alzheimerda en çok beynin hipokampüs bölgesi etkilenir. Bu bölge temporal lobta bulunup hafıza ve yön bulmada çok etkilidir. Bu bölgedeki piramidal hücrelerin içerisinde hirano cisimcikleri görülür.
  • Aynı zamanda hipokampüs ve olfaktor bulbusta granülovakuoler dejenerasyon görülür.
  • PLAK GÖRÜNTÜSÜ (Resim 2)
  • YUMAK GÖRÜNTÜSÜ (Resim 3)

Hastalığın Tedavisi

Günümüzde bu hastalığın tedavisi yoktur. Kök hücrelerin bu hastalığı önlemede kullanılabileceği konusu hala tartışılmaktadır. Fakat hastalığı yavaşlatmada etkili olan şeyler vardır: Bulmaca çözmek, sağlıklı beslenmek, E vitamini, yeşil çay, C vitamini gibi.

KAYNAKÇA:

  • https://dergipark.org.tr/en/pub/sdutfd/issue/21003/225712
  • https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2941917/
  • ‘Robbins Temel Patoloji’ kitabı
  • Resim 1- https://noroblog.net/2018/03/29/alzheimer-hastalarinin-beynine-yakindan-bir-bakis/
  • Resim 2- http://www.itfnoroloji.org/demans/demans.htm
  • Resim 3- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2941917/