İlham veren hikayesiyle korkusuz bir halk sağlığı savaşçısı ve eğitimci…

Lepra(cüzzam) etkeni, aside dirençli bir bakteri olan Mycobacterium Leprae’dır. İlk olarak Norveçli bilim insanı Dr. Armeuer Hansen tarafından 1874 yılında bulunmuştur. İn vitro kültürü yapılamamaktadır. Serin ortamları tercih eder. Bu nedenle vücudun serin bölgelerinde ve periferik sinirlerin deriye yakınlaştığı bölgelerde yaşar. Bu aside dirençli, özel bakteri basili hasta insandan sağlam insana solunum yolu ile geçmektedir. Bol basilli hastalarda kan yoluyla(hematojen) yayılım da gerçekleşebilmektedir. Ancak bulaş sonucu her insan hasta olmaz. Hastalık oluşması sürecinde kişinin hücresel immün yanıtı yani bağışıklık sistemi devreye girmektedir. Hücresel immün yanıtı güçlü kişilerde bu basil yok edilebilir ve hastalık meydana gelmez. Çocuklarda hastalığın meydana gelme ihtimali, henüz immün sistemleri tam olarak gelişmediği için, yetişkinlere göre daha fazladır. Bu bakteri periferik sinir hücrelerinin Schwann kılıflarına yerleşerek burada çoğalır, buradan kan ve lenf yoluyla yayılır. Kuluçka süresi genellikle 2-5 yıldır. Lepra; deri döküntüleri, periferik sinirlerde kalınlaşma ve bu sinirlerin inerve ettiği bölgelerde izlenen duyu kayıpları gibi ana belirtiler karakterize “sosyal” bir hastalıktır.

Türkan Saylan dünyada ve Türkiye’de Lepra denildiğinde herkesin aklına gelen bir isimdir. Erken tanı, doğru tedavinin yanı sıra tedaviye bütüncül bakışı ve hastalara yaşam boyu rehabilitasyon sağlanması konusunda yaptığı çalışmalarla tüm dünyaya örnek olmuştur. Öğrencilik yıllarından beri verdiği kararla dokunulmaz, izole, en temel haklarından yoksun bırakılan bu hasta insanların her anlamda hayatlarına dokunmuş ve yaşamları üzerinde iz bırakmıştır.

1976 yılında Cüzzamla Savaş Derneği’ni kurmuş, 1980 yılında İstanbul Tıp Fakültesi Lepra Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kurmuş, 1981 yılında ise İstanbul Lepra Hastanesi’ni üçlü protokol ile hayata geçirmiş ve 2002 yılına kadar başhekimliğini yapmıştır. Kurduğu sağlık ekiplerinin çeşitli eğitim merkezlerinde her anlamda eğitilerek yetişmesini sağlamıştır. Eğitimler sonrası, ekibi ile birçok hastane birimi kurmuş ve tedavide bütüncül bir yaklaşım sergilemiştir. İlçelerde, köylerde, mezralarda dolaşarak hastalarını muayene etmiş, yaşadıkları yerleri görmüş ve tedavi sonrası hastalarını yalnız bırakmamış gerekli hastaları İstanbul’a getirerek tedavilerini sürdürmelerini sağlamıştır. Hastalarını sosyal hayata kazandırmak adına “yaşadıkları yerde” onlara olan desteklerini her zaman sürdürmüştür.

Türkan Saylan,Van’da Lepra taramaları

Tüm bunların yanı sıra hastalarının çocuklarına ve imkanı olmayan başka birçok çocuğa da verdiği eğitim bursları ile bu çocuklara okuma ve meslek sahibi olma imkanı sağlamıştır.

Yaptığı çalışmalar nedeniyle 1986 yılında kendisine Hindistan’da Uluslararası Gandhi ödülü verilmiş ve bu ödülü kazanan ilk kadın olarak tarihe geçmiştir. 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü’nün lepra konusunda danışmanlığını yapmıştır.

Daha birçok başarıya ve güzelliğe imza atmış Türkan Saylan 18 Mayıs 2009’da bedenen aramızdan ayrılmıştır.

Türkan Saylan’ın vedası

Hayatını insanlığa ve mesleğine adamıştır. “Eğer bir yerlerde bilime, demokrasiye, barışa, aydınlığa aç bir çocuk senin ışığını bekliyorsa, sönmeye hakkın yoktur, ışıyacaksın! Ölüme saniyeler kalsa bile…” sözünün hakkını yaşamının son anına dek vermiştir.

Kaynakça:

1- https://www.turkiyeklinikleri.com/article/tr-lepraya-guncel-yaklasim-59977.html

2- https://www.microbiologybook.org/Turkish-bact/bactchapter16turk.htm

3- https://www.gazeteduvar.com.tr/saglik/2020/01/25/cuzzamlilara-adanmis-bir-hayat-turkan-saylan

4- https://www.cydd.org.tr/haber/turkan-saylanin-izinde-1582/

5- https://www.cydd.org.tr/haber/turkan-saylanin-hayati-tum-kadinlara-ornek-olsun-983/

6- https://www.haberler.com/fotogaleri/turkan-saylan-albumu/