Kahveyi Hızlı mı Metabolize Ediyorsun Yavaş mı?

Kahve… Kimimiz için güne başlama ritüeli kimimiz için odaklanma aracı kimimiz içinse sadece keyifli bir mola anı. Peki hiç düşündünüz mü: Neden bazı insanlar kahve içtikten sonra enerjik ve zinde hissederken bazıları çarpıntı, huzursuzluk ya da uykusuzluk yaşıyor? İşte bu sorunun yanıtı genlerimizde gizli!

Kahvenin ana etken maddesi olan kafein, beyin fonksiyonunun uyarılması, ruh halinin iyileşmesi ve fiziksel performans üzerinde etkilidir. Parkinson ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı koruyucu etkiye sahiptir. Bağırsak mikrobiyotasını düzenleyerek Bifidobacterium ve Lactobacillus gibi probiyotik özellik gösteren yararlı bakteri türlerinin sayısını arttırır. Kahvenin içeriğindeki polifenol ve çözünür lif içeriği prebiyotik etki göstererek yararlı bakterilerin beslenmesine de katkı sağlar.

Kafein, beynimizdeki adenozin reseptörlerini bloke ederek uyarıcı etki yaratır. Bu sayede kafein kısa vadede daha iyi hissetmeye, motivasyon artışına ve hatta hafif antidepresan etkiye yol açabilir. Ancak hassas bireylerde veya yüksek dozlarda tüketildiğinde anksiyete, gerginlik, huzursuzluk ve uykusuzluk gibi olumsuz ruh hali değişimleri görülebilir.

Kafein Metabolizması Nasıl İşliyor ?

Kafein, vücuda alındıktan sonra karaciğerde Sitokrom P450 enzimleri aracılığıyla parçalanarak vücuttan atılır. Kafein metabolizmasının neredeyse % 95’inde CYP1A2 enzimi rol oynamaktadır. Ancak bu gen her bireyde aynı çalışmaz.

CYP1A2 Genin Varyantları: Sen Hızlı mı, Yavaş mı Metabolize Ediyorsun?

CYP1A2 geninde bulunan bir polimorfizm, kişilerin kafeini ne hızla işlediğini belirler. Yani bazı insanlar “hızlı metabolize ederken” bazıları ise “yavaş metabolize eder”.

Genetik YapıMetabolizma HızıKahve Toleransı
AAHızlıDaha yüksek
AC / CCYavaşDaha düşük

Yavaş metabolize eden bireylerde kafeinin yarılanma ömrü fazladır yani kafein kanda daha uzun süre kalır. Bunun sonucunda kalp çarpıntısı, uykusuzluk, anksiyete ve mide hassasiyeti gibi yan etkiler gözlemlenebilir. Bu bireylerde gün içinde çay, kola, çikolata ve enerji içeceği gibi diğer kafein kaynakları da birikerek toplam kafein yükünü artırabilir.

Ayrıca günde 2 fincandan fazla kahve tüketen AC veya CC genotiplerine sahip yavaş metabolize eden bireylerde kalp krizi riskinin arttığına dair çalışmalar bulunmaktadır. Buna karşın hızlı metabolize eden bireylerde kahve tüketimi herhangi bir risk artışıyla ilişkilendirilmemiştir.

Kafein Duyarlılığı Nasıl Anlaşılır ?

Kafein tüketimi sonrası aşağıdaki belirtileri sık yaşıyorsanız siz de kafeini yavaş metabolize ediyor olabilirsiniz:

  • Kahve sonrası çarpıntı veya taşikardi (hızlı kalp atımı)
  • İç huzursuzluğu veya yerinde duramama hali
  • Gece geç saatlerde kahve tüketiminden sonra uyuyamama
  • El titremesi, kas seğirmeleri
  • Mide rahatsızlıkları
  • Terlemede artış
  • Hafif baş dönmesi veya sersemlik
  • Hızlı konuşma, yerinde duramama hali
  • Gerginlik nedeniyle odaklanma güçlüğü
  • Gün içinde tüketilen kafeinli içeceklerden sonra daha çabuk sinirlenme

Peki Günde Kaç Fincan Kahve İçilmeli ?

Genetik yapınıza göre önerilen maksimum kafein miktarı farklılık gösterebilir. Genel öneriler:

  • Hızlı metabolize eden bireyler: Günde 2-3 fincan kahve tolere edebilir.
  • Yavaş metabolize eden bireyler: 1 fincandan fazlası çarpıntı ya da uyku bozukluklarına neden olabilir.

Kafein doğru zamanda tüketildiğinde odaklanma ve uyanıklık için faydalı etkilere sahiptir ancak yanlış zamanda alınırsa uykusuzluğun kronikleşmesine ve yorgunluk döngüsüne neden olabilir. Önerilen sınır saat 14:00’dan sonra kafein alımını sınırlamaktır. Çünkü sabah saatlerinde alınan kafein uyanıklığı desteklerken gece uykusunu da olumsuz etkilememektedir.

Kafein Bağımlılığı

Kahve düzenli tüketildiğinde vücut zamanla kafeine alışarak kafein toleransı geliştirir. Başlangıçta bir fincan kahve etki için yeterliyken zamanla 2–3 fincan dahi etki elde etmek için yetersiz kalmaktadır. Bu durum da kafein tüketimini artırarak bağımlılık döngüsünü başlatabilir. Bağımlılık geliştiren bireylerde kafein alımının aniden kesilmesiyle bazı yoksunluk belirtileri ortaya çıkar.

  • Baş ağrısı
  • Halsizlik, yorgunluk hissi
  • Konsantrasyon güçlüğü
  • Asabiyet, sinirlilik
  • Hafif depresif ruh hali
  • Uyku hali

Referanslar

1.dePaula, J., & Farah, A. (2019). Caffeine Consumption through Coffee: Content in the Beverage, Metabolism, Health Benefits and Risks. Beverages5(2), 37. https://doi.org/10.3390/beverages5020037. 2.Cornelis, M. C., & Munafo, M. R. (2018). Mendelian Randomization Studies of Coffee and Caffeine Consumption. Nutrients10(10), 1343. https://doi.org/10.3390/nu10101343. 3.van Dam, R. M., Hu, F. B., & Willett, W. C. (2020). Coffee, Caffeine, and Health. The New England journal of medicine383(4), 369–378. https://doi.org/10.1056/NEJMra1816604. 4.Cornelis MC, El-Sohemy A, Kabagambe EK, Campos H. Coffee, CYP1A2 Genotype, and Risk of Myocardial Infarction. JAMA. 2006;295(10):1135–1141. doi:10.1001/jama.295.10.1135.

Yazar: İlayda Özçelik

Merhaba, ben İlayda Özçelik. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik mezunuyum. Diyetisyenlik eğitimimi tamamlamamla birlikte beslenmeye dair tüm noktaları karmaşıklıktan uzaklaştırarak herkes için anlaşılır kılmayı hedefliyorum. Beslenme biliminin yalnızca ne yediğimizle değil, nasıl düşündüğümüz ve nasıl yaşadığımızla da ilgili olduğuna inanıyorum. Çünkü bazen iyi yaşam, doğru soruları sormakla başlar. Keyifli okumalar dilerim.

Buna da Göz At

NASA’nın Bile Tercih Ettiği Süper Besin: Spirulina

Son dönemde oldukça popülerleşen takviyelerden biri olan spirulina, mavi-yeşil alglerin besleyici bir formudur. B vitaminleri, …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir