Beslenme ve Diyetetik okumaya karar vermiş her öğrencinin istediği bölümü araştırırken karşısına çıkan duayen isim Prof. Dr. Ayşe Baysal, 1930 yılında Konya şehrinin Uğurlu Köyü’nde hayata gelmiştir. İlkokulunu doğduğu köyde, ortaokulunu ise İvriz Köy Enstitüsü’nde tamamlamıştır. Yükseköğrenimini 1954’de Ankara Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu’nda tamamlayıp Trabzon Beşikdüzü İlköğretmen Okulu’nda mesleğine başlamıştır. Yaklaşık bir yıl sonra Ev Ekonomisi Örgütü’ne katılarak 1957 tarihine kadar Manisa Tarım İl Müdürlüğü’nde çalışmıştır. Bir yıl ABD’de öğrenim gördükten sonra 1958-1960 yılları arasında İzmir Ev Ekonomisi Yetiştirme Merkezi’nde öğretmenlik yapmıştır. Ülkesinde döndükten sonra kısa bir süre daha Köy İşleri Bakanlığı Halk Eğitimi Genel Müdürlüğü’nde çalıştıktan sonra 1965 sonunda beslenme ve diyetetik kariyerine ilk adım olacak Sağlık Bakanlığı Hıfzısıhha Okulu’nda beslenme uzmanı olarak göreve başlamıştır. Aynı zamanda Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü, Hemşirelik Yüksekokulu ve Hemşire Koleji’nde dersler vermeye başlamıştır. 1968 yılında Hacettepe, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanlığı’na atanmıştır. 1970 yılında Doçent, 1976’da Profesör olmuştur. Ayşe Baysal 1997 yılında emekli olduktan sonra Prof. Dr. Ayşe Baysal Beslenme Eğitimi ve Araştırma Vakfı (BESVAK) ile diyetisyen adaylarının eğitimlerine katkı vermeye onlara yol göstermeye devam etmiştir.
Konya’da başlayan bu hayat yolculuğundan Hacettepe’ye gelmesi hiç kolay olmamıştır şüphesiz. Çok fakir bir köyde yetiştiğini söyleyen Ayşe Baysal özellikle çocukken yetersiz beslendiğine de dikkat çekiyor. Kalabalık bir evde kardeşleriyle yaşamasına ve tarihin en hastalıklı dönemine denk gelmesine rağmen Ayşe Baysal’ın eğitime olan aşkı hiç eksilmemişti. İlkokul zorunlu olduğu için okuluna gitmiş daha sonrasında köye gelen yeni mezun öğretmenler köy halkının bakış açısını değiştirmiş, onların refah düzeyinin daha yüksek olduğunu gören köy halkı çocuklarını Köy Enstitüleri’ ne çekinerek de olsa göndermeye başlamıştı ve bu sayede Ayşe Baysal da Köy Enstitüsünde eğitimine devam etmiş. Ayşe Baysal hayatında unutamadığı iki yolculuk olduğunu söylüyor. Birincisi, İvriz Köy Enstitüsü’ne gitmek için iki geceyi dağda geçirdikleri yolculuk, ikincisi tam 15 yıl sonra köyünden ABD’ye gitmek için çıktığı yolculuk…
Ayşe Baysal Enstitüde üstün başarılarıyla dikkatleri üzerine çekiyordu, okul gazetesinin Ermenek kaymakamlığına ulaşması ve kaymakamın Ayşe’nin başarılarını köylülere övgü ile anlatması, köylülerde okuyanlara karşı olan olumsuz bakışı değiştirmişti. Ayşe Baysal, İvriz Köy Enstitüsü’nü 1950 yılı Haziran ayında, birincilikle bitirdi. Öğretmenleri, onun Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu’na devam etmesini istedi. 21 köy enstitüsü için yalnızca iki kontenjan vardı, sınavı kazanan iki kişiden biri de Ayşe Baysaldı.
Yatılı okuluna yerleştikten sonra uyum sürecine giren Ayşe Baysal başlarda sosyo-ekonomik durumlardan dolayı zorlansa da daha sonra arkadaşlarına derslerde yardımıyla, derslerdeki başarısıyla uyum sağlamayı başardığını söylüyor. Kendini geliştirmeyi bir an olsun ihmal etmeyen Ayşe Baysal, o zamanlar Dil ve Tarih Coğraf Fakültesi’ndeki ücretsiz cumartesi klasik müzik konserlerini, sanat tarihi öğretmeninin götürdüğü bale ve operaları hiç kaçırmamış.
İlk beslenme dersini ABD’den yeni gelmiş olan Doç. Dr. Osman Nuri Koçtürk’ten aldığını söyleyen Ayşe Baysal o zamana kadar görmediği hassas teraziler, tüpler ve balonları çok etkileyici bulduğunu söylüyor. Özellikle deney hayvanları üzerinde yapılan iyi beslenen kötü beslenen hayvan karşılaştırmalarında gözlemlediği farklılar sayesinde bu beslenme farklılığını kendini hayatında da uygulayıp sağlığı üzerinde olumlu sonuçlar fark ederek beslenmenin sağlıklı yaşamın temeli olduğunu fark etmiş. Kız Tekniği bitirdikten sonra öğretmen olma hayalini gerçekleştirmek üzere bir kız öğretmen okuluna öğretmen olarak atanmak istemiş. Bu isteği başarılı oldu ve Trabzon-Vakfıkebir ilçesi Beşikdüzü köy enstitüsünde öğretime başlamış. Ayşe Baysal, yalnızca kendisine gösterilen konuları öğretmekle kalmadığını Karadeniz bölgesi köylerindeki öğretmen olmak için çabalayan bu kişilerin yeterli ve dengeli beslenebilmeleri ve beslenmenin önemini kavrayabilmeleri için savaş verdiğini söylüyor. Okul müdürünün desteğiyle, derslerinin temelini “sağlıklı yaşam kuralları” nın oluşturduğunu ve ek bir maliyet getirmeden, yemek servisinin de daha besleyici olmasını sağladığını söylüyor. Sadece bu hareketinden yola çıkarak bile kendini bu bilime nasıl adamış olduğunu görüyoruz.
Ayşe Baysal’ın kendinin geliştirme isteği, çalışma azmi karşısına yeni olanaklar çıkarmayı sürdürüyordu. ABD’ye bir yıllık görgü ve bilgi arttırma eğitimi için gittiği sırada ayrıca bir üniversitede bir yarı yıl dersler aldı. Bundan sonra da lisansüstü eğitime kapı aralamış oldu. Azmi ve araştırmaları sayesinde bir burs bularak ABD’ye ulaştı. Çalışkanlığıyla kendisini kanıtlayarak ABD’De beş yıl kaldı. ABD’nin en tanınmış üniversitelerinden biri olan Wisconsin Üniversitesi Ayşe Baysal’a kalması için ısrarcı olsa da, o aldığı doktora derecesiyle ülkesine dönmeyi tercih etti.
“Ülkeye döndükten sonra üzerinde durduğu en önemli konu “beslenme” olmuştur. “Hıfzıssıhha Okulu’na beslenme uzmanı olarak atandığımda, Nusret Fişek okul müdürlüğünden ayrılmıştı. Hocanın veda konuşmasında, “Akan dereyi geri çevirmeye çalışıyorlar. Dere, önüne konulan bentlerle bir süre için durdurulabilir. Fakat günün birinde, sular o bentleri yıkarak yoluna devam eder. Çağdaşlığa giden bilim yolu da böyledir. Dogmalarla bilim yolu bir süre kapatılabilir. Fakat bu geçicidir.” sözlerini hiç unutmam.” Diyor Ayşe Baysal.
Hacettepe Üniversitesi Temel Bilimler Yüksek Okulu’na bağlı Beslenme Bölümü’nde, önce dersler vermeye başlamış daha sonra tamamen bu birime geçerek beslenme alanında yoğunlaşmış. Hacettepe Üniversitesi’nin bir yanda diyetisyen yetiştirmek üzere eğitim veriyor ve öte yandan yetiştirdiği diyetisyenlerle Tıp Fakültesi Hastanesi’nin beslenme servisini geliştiriyordu. Daha sonra Ev Ekonomisi Yüksek Okulu’nu kurdu, bunun çekirdeğini de Diyetetik bölümü oluşturuyordu. Kısa süre içinde enstitüye Çocuk Gelişimi ve Eğitimi ve Ev İdaresi adıyla iki bölüm daha eklendi.
Çalışmalarına durmaksızın devam ediyordu Ayşe Baysal. Yüksek okulu kurduktan sonra kendi laboratuvarlarını kurdular ve ülkenin dört bir yanında diyareli çocuklar için çözeltiler hazırlayıp dağıttılar. Çocuk beslenmesini, çocuk beslenmesinde malnütrisyonun önemini anlattılar ve malnütrisyonda yoğurtla tedaviyi başlattılar.
Hayatını eğitilmeye ve eğitmeye adamış bu bilim kadını sayısız başarıya imza atmış ve takip edeceğimiz yeni bir yol göstermiştir. Hiç kimsenin bize gümüş bir tepsi içinde olanak sunmayacağını, bir şeyi istiyorsak almamız gerektiğini çok çalışmamız ve pes etmememiz gerektiğini, özellikle çok kitap okumamız gerektiğini söylemiştir Ayşe Baysal. İmkansızlıklar içinde bile kendine bir imkan doğuran, kendi yolunu kendi açan ve kendisinden sonra gelecek nesiller içinde çalışmayı sürdürmüş bir an olsun pes etmemiş, Atatürk’ün açtığı yoldan giden, bağımsız ve çalışkan aydın Türk kadınına muhteşem bir örnek teşkil eden bu harika bilim kadınını saygıyla anıyoruz.
KAYNAKÇA
Anılarla Ayşe Baysal, Selvi Yayınları 1997
Hasip Pektaş : Prof. Dr. Ayşe Baysal ile bir Söyleşi, Öğretmen Dünyası Dergisi, Sayı : 254 Şubat 2001