Postbiyotikler Nedir? Prebiyotik ve Probiyotiklerden Farkı Ne?

Başta sindirim sistemi olmak üzere vücudumuz iç dengeyi sağlayabilmek için çok sayıda karmaşık mikrobiyal topluluklar içermektedir. Vücudumuzdaki mikroorganizmaların ağırlığı yaklaşık 2,5-3 kg kadardır. Bağırsakta yaşayan mikroorganizma topluluğu mikrobiyotayı oluşturur. Bu mikrobiyota beyinle çift yönlü etkileşim göstererek “Beyin-Bağırsak Eksenini” meydana getirir.

Beyin-Bağırsak Ekseni

Bağırsaklar vücutta yalnızca yiyecekleri sindiren bir organ değil aynı zamanda ikinci beyin görevine sahiptir. Bağırsaklarımızda yaklaşık 100 milyon nöron yani sinir hücresi bulunur. Bu sinir hücreleri beyinden bağımsız çalışabilir. Bazı sindirim süreçlerinde tam da bu sebepten beyne gerek kalmaz. Fakat bu dengedeki bir bozulma (bağırsak geçirgenliğinin artması veya mikrobiyotanın bozulması) beraberinde sindirim problemlerini ortaya çıkartır. Beyne giden sinyallerin bozulmasıyla duygusal iniş çıkışlar gözlemlenir. Vücut sürekli stres modunda olduğundan kortizol seviyeleri yükselir. Bunun sonucunda uykuya dalma ve odaklanma güçlüğü, unutkanlık, dalgınlık ve karamsarlık ortaya çıkar. Bağırsak sağlığını desteklemek için ne kadar sağlıklı beslenilse de mineral ve vitamin emilimi bozulduğundan bir kısır döngü oluşur.

Beyin-Bağırsak Dengesi Nasıl Bozulur?

1.Kronik Stres: Stres bağırsak florasının çeşitliliğini azaltır depresyon, anksiyete riski artar

2.Sağlıksız Beslenme: Şeker, katkı maddeleri ve rafine karbonhidratlar bağırsaktaki zararlı bakterileri beslerken yararlı bakterileri de baskılar.

3.Gereksiz İlaç Kullanımı: Antibiyotik alımı sadece zararlı bakterileri değil beraberinde yararlı olanları da öldürür. Özellikle geniş spektrumlu antibiyotikler, bağırsaktaki iyi bakterileri ciddi şekilde azaltır. Sadece antibiyotikler değil, bazı yaygın kullanılan reçeteli ya da reçetesiz ilaçlar da bağırsak sağlığını olumsuz etkileyebilir. Ağrı kesiciler, mide koruyucular ve antidepresanlar özellikle kullanılırken dikkat edilmesi gereken ilaçlardandır.

4.Uyku Düzensizliği: Uykusuzluk vücutta sistemik stresi arttırır bağırsakta inflamasyon gözlenir

5.Hareketsiz Yaşam Tarzı: Düzenli hareket bağırsak hareketlerini de düzenleyerek kabızlık, şişkinlik ve gaz gibi rahatsızlıkları önler. Hareketsiz bir yaşam tarzıysa zamanla bağırsak tembelliğine sebep olur.

6.Bastırılmış Duygular: Bastırılan bütün duygular eninde sonunda sinir sistemi üzerinde açığa çıkarak bağırsak sağlığını doğrudan etkiler.

7.Aşırı Steril Yaşam: Aşırı dezenfektan, antibakteriyel ürün kullanımı, toprak ve doğadan uzak yaşam özellikle çocukluk döneminde bağırsaktaki dengeyi doğrudan etkiler.

Peki bağırsak sağlığımızı nasıl destekleyebiliriz? Yıllardır “probiyotik” kelimesine aşinayız. Canlı mikroorganizmalar olarak bildiğimiz bu faydalı bakteriler, bağırsak florasını desteklemek ve dengelemek konusunda başroldeydi. Ardından “prebiyotik” terimi literatüre girdi; probiyotikleri besleyen lifli gıdalar olarak tanımlandı.

Ve şimdi yepyeni bir kavram daha var: Postbiyotikler

Peki bu üç kavram tam olarak ne anlama geliyor? Aralarındaki farklar neler? Ve neden artık yalnızca probiyotikler değil, postbiyotikler de konuşuluyor?

Bağırsak Sağlığında Yeni Dönem: Postbiyotikler

Postbiyotikler, probiyotiklerin yaşarken veya öldükten sonra ürettiği biyolojik olarak aktif bileşiklerdir. Kısa zincirli yağ asitleri, enzimler, hücre duvarı parçacıkları, peptitler ve diğer mikrobiyal atıklar bu aktif bileşiklerdendir. Sağlık üzerinde çeşitli etkileri bulunan postbiyotikler, bağırsak bariyerini güçlendirir. Beyin-bağırsak eksenini olumlu etkileyerek serotonin (mutluluk hormonu) üretimini destekler.

Kısacası; PrebiyotikProbiyotiği besler → Postbiyotik üretir!

Probiyotik takviyelere iyi bir alternatif olması bağırsak sağlığında yeni bir dönemin de öncüsü

Çünkü;

  • Canlı mikroorganizma içermeyen postbiyotikler ısıdan etkilenmezler.
  • Mide asidine karşı dayanıklıdırlar.
  • Bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, İBS, crohn, ülseratif kolit gibi bağırsak hastalıkları olanlarda, bebek ve küçük çocuklarda güvenle kullanılabilir.

Referanslar

1.Tsilingiri, K., & Rescigno, M. (2013). Postbiotics: what else?. Beneficial microbes4(1), 101–107. https://doi.org/10.3920/BM2012.0046

2.Aguilar-Toalá, J. E., Garcia-Varela, R., Garcia, H. S., Mata-Haro, V., González-Córdova, A. F., Vallejo-Cordoba, B., & Hernández-Mendoza, A. (2018). Postbiotics: An evolving term within the functional foods field. Trends in Food Science & Technology, 75, 105–114.

3.Scott, E., De Paepe, K., & Van de Wiele, T. (2022). Postbiotics and Their Health Modulatory Biomolecules. Biomolecules12(11), 1640. https://doi.org/10.3390/biom12111640.

Yazar: İlayda Özçelik

Merhaba, ben İlayda Özçelik. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik mezunuyum. Diyetisyenlik eğitimimi tamamlamamla birlikte beslenmeye dair tüm noktaları karmaşıklıktan uzaklaştırarak herkes için anlaşılır kılmayı hedefliyorum. Beslenme biliminin yalnızca ne yediğimizle değil, nasıl düşündüğümüz ve nasıl yaşadığımızla da ilgili olduğuna inanıyorum. Çünkü bazen iyi yaşam, doğru soruları sormakla başlar. Keyifli okumalar dilerim.

Buna da Göz At

Ketojenik Diyette Yapılan 10 Yaygın Hata

Ketojenik diyet; kilo kaybını kolaylaştırırken enerji seviyelerini artırmayı amaçlayan yüksek yağ ve düşük karbonhidrat alımı …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir