Ketojenik Diyette Yapılan 10 Yaygın Hata

Ketojenik diyet; kilo kaybını kolaylaştırırken enerji seviyelerini artırmayı amaçlayan yüksek yağ ve düşük karbonhidrat alımı ile karakterize bir diyet türüdür. Bu diyet yaklaşımında düşük karbonhidrat, yeterli protein ve zengin yağ içeriğiyle vücudun öncelikli enerji kaynağı olarak yağları kullanması amaçlanmaktadır. Bu metabolik duruma “ketozis” adı verilmektedir. Kilo kaybının yanı sıra tip 2 diyabet, hiperlipidemi, kalp hastalığı ve kanser gibi çeşitli hastalıklara karşı riskleri azalttığı güncel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Ketojenik diyet eğer doğru uygulanırsa sağlık için oldukça yararlı bir beslenme türüdür. Fakat ketojenik diyet sırasında özellikle bir profesyonelle çalışılmadığında oldukça sık hata yapılabilir. İşte o hatalardan en yaygın olanları:

1.Karbonhidrat Miktarını Yanlış Hesaplamak

Yapılan en sık hatalardan biri özellikle sebzeler ya süt ürünleri gibi akla ilk gelmeyen karbonhidrat kaynaklarını hesaba katmamaktır. Gereğinden fazla karbonhidrat alımıyla vücut “ketozis” durumuna geçiş yapamaz. Bu yüzden besin gruplarının karbonhidrat içeriklerine hakim olmak ve ürün etiketi okuma alışkanlığı kazanmak hata riskini en aza indirecektir.

2.Proteini Aşırı Kaçırmak

Ketojenik diyetle ilgili en büyük yanılgılardan biri yüksek protein içeren bir diyet olduğunu düşünmektir. Fakat yeterli protein alımıyla birlikte yüksek yağ alımı bu diyetin yapı taşını oluşturmaktadır. Günlük protein ihtiyacını bireyin vücut ölçümlerine ve hareket durumuna göre hesaplanmalıdır.

3.Yeterince Yağ Tüketmemek

Kilo verirken yağdan kısıtlı beslenilmesi gerektiği düşüncesiyle günlük yağ alımı sınırlandırılabilmektedir. Fakat enerji ihtiyacının %55-60’ının sağlıklı yağ alternatifleriyle (zeytinyağı, avokado, hindistan cevizi, kuruyemişler vb) sağlanması gerekmektedir.

4.Elektrolit Dengesini İhmal Etmek

Ketojenik diyetle birlikte düşük karbonhidrat alımı bazı bireylerde vücutta yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • Kabızlık
  • İshal
  • Baş ağrısı
  • Sinirlilik
  • Kas krampları
  • Beyin sisi
  • Mide ve bağırsak şartları
  • Kas ağrısı
  • Uykuya dalmakta güçlük
  • Yeme atakları

Bu belirtilerin tümüne “keto gribi” adı verilmektedir. Keto gribine yakalanmamak ve yakalanınca da belirtilerinden hızlıca kurtulmak için en etkili yol yeterli mineral alımını sağlamaktır.

5.Lif Tüketimini Azaltmak

Düşük lif tüketimi kabızlığa yol açacağından yeterli lif alımı sağlanmalıdır.

6.Ketojenik Etiketli İşlenmiş Ürünlere Yönelmek

Ketojenik diyetin popülerleşmesiyle birlikte market raflarında “keto bar”, “keto kurabiye”, “keto ekmek” gibi ürünler yer almaya başladı. Fakat içeriğinde yüksek şeker, işlenmiş yağ ve katkı maddeleri de yer alabileceğinden bu ürünlerin aşırı kullanımı sürdürülebilir değildir.

7.Su Tüketimini Göz Ardı Etmek

Karbonhidratların vücutta depolanma formu olan glikojen aynı zamanda suyu bağlama özelliğine de sahiptir. Yani karbonhidrattan kısıtlı bir diyet vücudun daha fazla su kaybetmesine sebep olmaktadır. Bu yüzden ketojenik diyet sürecinin ilk günlerinde gerçekleşen hızlı kilo kaybı aslında çoğunlukla su kaybıdır. Yeterli su tüketilmemesi baş ağrısı, yorgunluk, baş dönmesi, kabızlık ve böbrek taşı riskini de artırır.

8.Tek Tip Beslenmek

Ketojenik diyetin hem sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için hem de diyetten sıkılmamak için besin çeşitliliği çok önemlidir. Besin çeşitliliği yeterli vitamin, mineral ve lif alımını sağlamaktadır.

9.Sosyal Hayata Diyeti Adapte Edememek

Sosyal ortamlarda sürekli diyeti düşünmek kişinin motivasyonunu kırabilir, “bu diyet bana uygun değil” düşüncesini tetikleyebilmektedir. Bunu bir süreç olarak değerlendirip esnek davranmak diyetin sürdürülebilir olmasını sağlamaktadır.

10.Sabırsız Davranmak

Her yeni diyette olduğu gibi ketojenik diyette de pek çoğu kişi çabucak bir sonuç almak ister. Fakat yaşam tarzı, metabolizma ve sağlık durumu gibi faktörler diyeti etkilemektedir. Ketojenik diyetin ilk günlerinde yaşanan hızlı kilo kaybının uzun vadeli olacağı düşünülse de bu durum çoğunlukla su ve glikojen depolarının boşalmasından kaynaklanır. Vücut yağ kaybına geçtiğinde bu kadar hızlı bir kayıp beklenmemelidir. Yalnızca tartıya odaklanmak yerine sürece güvenmek çok daha sağlıklı sonuçlar alınmasına yardımcı olmaktadır.

Sonuç Olarak…

Ketojenik diyet, doğru uygulandığında yalnızca bir kilo verme yöntemi değil; metabolizmayı dengeleyen, insülin direncini azaltan ve enerji seviyelerini artıran güçlü bir yaşam tarzı haline gelmektedir. Ancak bu süreçte yapılan hatalar, diyetin faydalarını gölgelemenin yanı sıra sağlığı da olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden bir diyetisyenden profesyonel destek almak hedeflerinize ulaşmanın en güvenli yoludur.

Referanslar

1.Masood, W., Annamaraju, P., Suheb, M. Z. K., & Uppaluri, K. R. (2023). Ketogenic diet. In StatPearls [Internet]. StatPearls Publishing.

2.Batch, J. T., Lamsal, S. P., Adkins, M., Sultan, S., & Ramirez, M. N. (2020). Advantages and Disadvantages of the Ketogenic Diet: A Review Article. Cureus12(8), e9639.

Yazar: İlayda Özçelik

Merhaba, ben İlayda Özçelik. Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik mezunuyum. Diyetisyenlik eğitimimi tamamlamamla birlikte beslenmeye dair tüm noktaları karmaşıklıktan uzaklaştırarak herkes için anlaşılır kılmayı hedefliyorum. Beslenme biliminin yalnızca ne yediğimizle değil, nasıl düşündüğümüz ve nasıl yaşadığımızla da ilgili olduğuna inanıyorum. Çünkü bazen iyi yaşam, doğru soruları sormakla başlar. Keyifli okumalar dilerim.

Buna da Göz At

Anne ve Bebek Sağlığında Folatın Gücü

Her yıl milyonlarca bebek dünyaya gözlerini açıyor. Ancak bazı bebekler, daha doğmadan ciddi sağlık riskleri …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir