Yazıya başla artık! Ya da başlama.. Sen bilirsin. Yoksa karar mekanizman hata mı veriyor? Karar veremiyor muyum diye kendi kendime hayıflanarak, işe koyulmaktayım. İşte tam da bu nokta da çoğu insanın şikayet ettiği bir olaya değinmekteyiz. Karar vermek! Kendisi, hayatımızın her anında karşımıza çıkmakta, değil mi?  Peki karar mekanizmamızı çalıştıran şey nedir? Daha önce hiç düşündünüz mü? Başına gelen her olaydan etkilenen; bilinç altımız mı? Yoksa atalarımızın özenle sakladığı ve bize sunduğu genlerimiz mi?

Fark ediyoruz ya da etmiyoruz. Başımızdan geçen herhangi bir olayı yıllarca unutamıyoruz. Hayır! “Unuttuğum bir çok şey var” dediğinizi duyar gibiyim. Fakat sizin tam da şu nokta da yine unuttuğunuzu sandığınız ve çözülmesi harikulade zor bir şifre var. Bir genetik miras düşünün ki adeta 3 milyar harfli bir şifre.. Sizce de büyüleyici değil mi?

Siz her şeyi unuttuğunuzu ya da unutabileceğinizi düşünüyorsunuz belki ama atladığınız konuyu size hatırlatmak sanki boynumun borcu gibi. Çok basit bu borcu ödemek; genler hiçbir şeyi kolay kolay unutmaz… 

Okuduğum ve zihnimde büyükçe yere sahip olan bir yazıyı sizlerle paylaşırsam belki daha açıklayıcı olmuş olur. Şöyle ki COMT adı verilen bir enzimin var olması ve karar verme mekanizmasını etkilemesi oldukça ilginç. İlginç olan diğer kısmı ise bu enzimin farklı bir genetik versiyona sahip olmasıdır. “Val” adı verilen bu versiyon bizlerin karar verirken daha esnek olmasını sağlayabilmektedir. Ve bu da her defasında sorunsuz çalışmayı deneyen fakat bazen de yenik düşen karar mekanizmamızı etkilediği anlamına geliyor. Bu mekanizmaya bilinç altımızı da dahil etme sırası geldi. Müsadenizle basit bir örnek sunarak dahil etmek isterim. Belki bu yazımı okurken sekmelerinizden birinde alışveriş sitesi açıktır ve sepetinizde alınmayı bekleyen bir çok ürün bulunuyordur. İçlerinden  biri belkide mavi düz bir kazak. Bu kazak geçmiş bir zaman diliminde size giydirilmiş ve çevreniz tarafından size çok yakıştırılmış olabilir. İşte yine unuttuğunuzu sandığınız bir şey daha! Basit mavi bir kazak! Koca bir sandığa sahibiz. Bu sandık öyle derin öyle geniş ki ne sığdırmak istiyorsak isteyelim hep boş bir yere sahip. Bu sandık ne mi? Bilinç altımız. İşte o mavi kazağı arıyorsanız size rahatça sandıktan çıkarabilirim. Çünkü o sandıkta hiçbir şey kaybolmaz. Ve  bu koca sandık içine aldığı hiçbir şeyi unutmaz. Bizler de karar verirken kalp ve beyin gibi koordine çalışan genlerimiz ve bilinç altımızı kullanıyoruz. Biri birinden üstün değil. Biri olmazsa diğeri asla yalnız başına hareket edemez. Bunu aklınızdan hiç çıkarmayın.

Bu konu hakkında fikirlerimi sunarken ki temkinli cümlelerimin farkına varmışsınızdır.

Sevgilerimle.